DİĞER
"Foa’nın araştırmaları, katliama katılanların kendilerini bir hevesle bir gecede katil bulmadıklarını, aksine, bu katillerin kullandıkları tekniklerin ve hünerlerin Protestanlara karşı on yıllık bir zulüm ve şiddete dayandığını gösterir. Bundan önceki katliamlar neredeyse 'pratik yapmayı' mümkün kılmış, Saint-Barthélemy on yıllık şiddetin doruk noktasını oluşturmuştur."
Ayşegül Devecioğlu ile dördüncü öykü kitabı Anatomi Dersi üzerine konuştuk: "Bu dünya elbette kendi kendine yenilenmeyecek ama sanmayın ki edebiyat sessiz bir tanık; tam tersine, bu mücadelenin parçası."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Adnan Gerger, Ses ve Sus romanını anlattı: Kendi varlığını, ötekinin kimliğini yok etme üzerine kurulu ve muktedir olmaya buna koşullanmış devlet, 'ses'e karşı her zaman tetikte kalmış. 'Ses'i her zaman yok edilecek düşman olarak bellemiş.
Travma yaşamış bir belleğin hatırlattıkları ile yalnızca anılara dönüşen bir belleğin hatırlattıkları pek tabii ki aynı olmaz. Acıyı hatırlamak için önce unutmak gerekiyor, unutmak için de yaşamak...
Kazım Öz’ün son filmi Zer, hiçbir hayat hikâyesinin bireysel olamayacağını, kişisel olanın önceden yazılmış ve yeniden yazılan anlatıların fragmanlarıyla harmanlanarak kurulduğunu ortaya koyuyor
Avcı-toplayıcı toplumlardan bugüne, bereketli-bereketsiz topraklar, soy ve kimlik üzerine yapılan savaşların, olup bitenlerde hiçbir sorumluluğu bulunmayan kurbanlarıdır çocuklar...
Kazım Gündoğan: Ülkemizde hesaplaşma imkânı yok. Ne toplum ne de kültür buna açık. Bu sebeple kapatma ve yok sayma tercih ediliyor. “Ben Alevi miyim, Ermeni miyim,” sorusunu sormak çok lüks kaçıyor. Mesele olan şey artık yaşamak
Gökçer Tahincioğlu: Uğur Kaymaz gibi öldürülmüş onlarca çocuk var. Ceylan Önkol gibi mühimmat nedeniyle ölen onlarca çocuk. Bu iki isim geriye kalan tek fotoğrafları gözümüze gözümüze sokulabildiği için semboller, diğerleri loş ışıkta kalmış...
Ahmet Tulgar: Hayat dağınık. Edebiyat bunu toparlıyor, sonra anlattığı konuya, kahramanın kişiliğine ya da olay örgüsüne hizmet edecek olguları, düşünceleri öne çıkaracak bütünsel bir yapı kuruyor
Sema Kaygusuz’un son romanı Barbarın Kahkahası, yazarın ödüllü romanı Yüzünde Bir Yer ile imgesel, temasal ve söylemsel ortaklıklar içeriyor. Ne var ki, Barbarın Kahkahası’nda sanki bir şey eksik, bir şey fazla, bir şey olmuyor...
Şimdi bütün hukukçular ve hukuk eğitimi almakta olan öğrenciler kendilerine şu soruyu sorsunlar: “Sait Faik’in hangi eserlerini okudum?’’ Aramızda Sait Faik’in bir eserini okuyan sadece bir kişi bile varsa bu ülke için hâlâ umut var demektir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.